Eskişehir'de antikacılık yapan Mustafa Kılıç, çeşitli yöntemlerle temin ettiği antika ürünleri satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. 1985'li yıllardan beri antika işi ile uğraşan Kılıç, “Tamirhane dükkânım vardı. Onu kapattıktan sonra antika satmaya başladım. Çarşı ve pazarlarda dolaşıyorum. Kendi çabamla antika topluyorum. 'Bende de antika var' diyenden alıyorum. Hurdacıları, köyleri dolaşıyoruz, getirenler de oluyor" diye konuştu.
Kimler antikaya düşkün
Çarşı pazar dolaşmasına rağmen az satış yaptığını belirten Mustafa Kılıç, şunları anlattı;
"Yıllara meydan okuyan ürünlerin satışı hayli durgun. Asgari ücretle çalışan biri kendine zor yetiyor, antika alamaz. Sağdan soldan kalma paraları ya da ailesinden kalma paraları olan antikaya düşkün oluyor. Ürünler pahalı. Biz satın alırken de buna göre alıyoruz."
"Vatandaşlarımız antikalarının değeri konusunda zaman zaman yanılıyor"
Kılıç, her ürünün farklı ve kendi açısından değerli olduğunu anlatarak, "Her antikanın pahalı olduğunu düşünüyorlar. Bundan dolayı alırken zorlanıyoruz. Bir milyona sattığım halı da var 300 liraya verdiğimiz de var. Ancak Bazı antika olan ürünler çok fazla olduğundan değeri buna göre düşüyor. Daha az bulunan ve yıllara meydan okumuş ilk günkü gibi temiz olan ürünler daha yüksek fiyatlara müşteri buluyor” dedi.